İşte Asılsız Anlamlandırmalarımız

 

3.BÖLÜM

BİLİŞSEL TERAPİ NEDİR?

Aaron Beck ve arkadaşları (Bilişsel Psikoterapi Kuramcıları) yukarıdakine benzer inanç ve düşünceleri (gözlükleri) olumsuz otamatik düşünceler olarak kavramlaştırmışlardır. Bilişsel terapinin (Olumsuz otamatik düşüncelerin ve olumsuz benlik şemalarının değiştirilmesinin) bir çok psikolojik sorunda en az antidepresan ilaçlar kadar etkili olduğu bir çok bilimsel çalışmada kanıtlanmıştır. Bilişsel psikoterapi diğer psikoterapiler arasında en etkili ve en iddialı olanlardandır.

Aoron Beck insanın bilişsel düzeyinde, zihninde yer alan, depolanıp saklanan, davranış kalıplarına biliş (conition) adını vermiştir. Bu kalıpların bireyin dünyasını oluşturduğunu, onun duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını biçimlendirdiğini kabul etmiştir. Bilişsel şemalar davranış kalıplarının oluşmasında önemli rol oynar. Şemalar insanların daha önceki deneyimleri, öğrenmeleri ve yaşantıları sonucu oluşur. Bu şemalar insanın pek çok yaşantısına biçim ve renk verir. 1

Çocuklukta edinilen şemalar genellikle pek belirgin değildir. Sanki uykuda gibidirler. Fakat kişi, bu şemaların ilk oluşunda rol oynayan olaylara benzer durumlarla karşılaşınca, bu şemalar, yeniden etkinleşir ve aktive olurlar. Örneğin çocukluğunda anne veya babasını yitirmiş kişi, çok sonradan sevdiği bir kişi ile ilişkisinde düş kırıklığına uğrayınca, çocukluktaki yitim ile ilgili algılamaları ve değerlendirmeleri canlanır. Bunlar şimdiki düş kırıklığını algılama-değerlendirme biçimini etkiler. Böylece kişi kendisi, insanlar, ve gelecek hakkında olumsuz senaryolar yazmaya başlar.

“Benden hoşlanmıyor” biçimindeki bir bilişsel hata ancak arkasında “herkes benden hoşlanmalı” ya da “Ben herkesi memnun etmeliyim” biçiminde bir şema içeriyorsa kişiyi rahatsız eder.

Bilişsel teknikler, otomatik düşüncelerin belirlenmesi, bunların doğruluklarının sınanması, bunların altında yatan yanlış varsayımların belirlenmesi ve varsayımların doğruluklarının sınanması süreçlerinden oluşur.

Tedavi sırasında günlük etkinliklerin programlanması; bu etkinliklerden ne kadar zevk alındığı ve ne kadar başarılı olunduğu; zorluk dereceleri gittikçe artan ödevlerin verilmesi; rol yapma gibi davranışçı teknikler kullanılır.

Olumsuz düşünceler-değersizlik duyguları insan zihninde virüs gibi dolaşırlar. Her geçen gün bizden bir şeyleri alıp götürürler.

Bazılarınız “yukarıdaki yanlış düşüncelere ben de sahibim demek ki bende iflah olmaz psikolojik sorunlar mı?” var diye sorabilir. Yukarıdakiler siz değilsiniz sadece bazı rahatsızlıkların nedenleri ve belirtileridir. Merak etmeyin yukarıdaki olumsuz düşünceleri zihniniz üretmesi sizin olumsuz biri olduğunuz ve bundan dolayı iflah olmayacağınız anlamına gelmez. Sadece gözlüğünüzde sorun var. Sizde değil.

Şu ana kadar görüştüğüm insana “Psikolojik sorunlarınızın nedenleri ne olabilir?” diye mutlaka sormuşumdur. Kimse şu ana kadar “Sanıyorum ki psikolojik sorunlarım hatalı düşüncelerimden kaynaklanıyor” demedi. Kimse düşüncesine toz kondurmak istemedi.

BİLİŞSEL TERAPİNİN BAŞLICA AMAÇLARI

1977Danışanın olumsuz otomatik düşüncelerini değiştirmek.

1978Biliş, duygulanım ve davranış arasındaki bağlantıların tanınmasını sağlamak.

1979Hastanın çarpıtılmış otomatik düşüncelerine karşı yeni seçenekler bulmasını sağlamak.

1980Çarpıtılmış bilişlerin davranış kalıplarının yerine, daha gerçeğe yönelimli yorumlar koymasını sağlamak.

1981Hastanın yaşantılarını çarpıtmasına neden olan yanlış inançlarını tanımasını ve değiştirmesini sağlamak.

BİLİŞSEL TERAPİ NE KADAR SÜRER?

Bilişsel terapi her hafta bir görüşme yapıldığında ortalama 12-25 hafta sürer. Bilişsel terapi diğer terapilere göre daha kısadır.

ETKİLİ OLDUĞU RAHATSIZLIKLAR NELERDİR?

Başta depresyon olmak üzere, panik ataklar, obsesif kompulsif bozukluklar, paranoid kişilik bozukluğu, somatoform bozukuklar ve çocuklardaki dürtüsel davranış bozukluklarında etkili olmaktadır. Bu yaklaşımın psikotik rahatsızlıkların terapisi konusunda etkinliği konusunda çok az çalışma yapılmıştır.

BİLİŞSEL ÜÇLÜ

1972, 1976 ve 1984 yıllarında Beck, depresyonların ve obsesif nevrozların ruhsal altyapısını bilişsel üçlü, bilişsel şemalar ve bilişsel hatalar olarak üçe ayırıp incelemiştir. Beck’in bilişsel üçlü adını verdiği yapıda üç işlev bulunur.

1- Kişinin kendini olumsuz değerlendirmesi:

Kişi kendini değersiz, kusurlu, yetersiz olarak görür. Hoş olmayan yaşantılarını kendi fiziksel, ruhsal kusurlarına bağlama eğilimindedir. Bundan dolayı kendini eleştirmeye yatkındır. Kişinin özdeğeri, özsaygısı düşüktür.

2 Kişinin çevresini ve yaşamı olumsuz değerlendirmesi:

Kişi dünyanın ondan aşırı isteklerde bulunduğunu ve yaşam amaçlarına ulaşacağı yola aşılamaz engeller koyduğunu düşünür. Kişi çevresiyle olan etkileşimlerini hatalı yorumlar. Yaşamını engeller ve zorlayıcı olaylarla dolu olarak görür.

3 Kişinin geleceğini olumsuz olarak değerlendirmesi: Kişi geleceğine baktığında şimdiki güçlüklerin ve çektiklerinin gelecekte de süreceğini sanır; gelecekte engellemeler, düş kırıklıkları ve yoksunluklarla karşılaşacağını düşünür.

Bilişsel şemalar, kişinin karşılaştığı uyaranları ayıklamada, seçmede depolamada gerçeğin çarpıtılmasına yol açar. İnsan hatalı düşünmeye başlar.

BİLİŞSEL PSİKOTERAPİ ÖNCESİ DÖNEM

Bilişsel psikoterapi öncesi dönemde davranışçı yaklaşım ve psikanalitik yaklaşım popülerdi. Baars bilişsel psikoloji öncesi dönemi çok ilginç bir şekilde açıklamaktadır: “Öyle bir dönemdi ki, bir farenin üzerinde göstermedikçe hiçbir psikolojik fenomen gerçek sayılmazdı.

Jhon B.Watson 1913 yılındaki bildirgesinde “Psikoloji bilinçle ilgili her şeyi başından atmalıdır” demişti. On yıllar boyunca psikolojiye giriş ders kitapları beynin işleyişini anlattı ancak “zihin” kavramı ile ilgili her şeyi ele almayı red etti. O dönemde psikoloji için “bilincini kaybetti” veya “zihnini kaybetti” denilmişti.

PSİKOPATOLOJİNİN ANA TİPLERİ

Beck psikopatolojinin ana tiplerinin her birinde ayıt edici bazı düşünce hataları (gözlükler) olabileceğinden söz etmiştir. Örneğin tipik olarak depresyon, kendine ve geleceğe negatif bakış açısını, anksiyete (kaygı) fiziksel ve psikolojik tehlike duygusunun aşırı hissedilmesini, yeme bozuklukları yersiz bir şekil ve ağırlık düşüncesini obsesyonlar kendisinin ve başkalarının güvenliğini sağlama sorumluluğunun aşırı yüklenilmesini içerir.

BİLİŞSEL PSİKOTERAPİNİN BAŞLICA SÜREÇLERİ

Bilişsel yaklaşım dört süreci kapsar:

1 Otomatik düşüncelerin ortaya çıkarılması

2 Otomatik düşüncelerin incelenmesi

3 Altta yatan uyumsuz varsayımların incelenmesi

4 Uyumsuz varsayımların geçerliliğini inceleme.

BAZI BİLİŞSEL TEKNİKLER

Değişimi sağlama çabaları öncelikle hastaların duygulanım dalgalanmalarının gözlenmesini içerir. Ardından bu değişimlerin kişide eş zamanlı olarak ortaya çıkan otomatik düşüncelerle bağlantısına bakılır. Daha sonra kişinin kendi davranışları kullanılarak bu inanışların doğruluğu test edilir. Örneğin yetersiz olduğuna inanan depresyonlu bir kişiye kendisinin yapabileceği ancak yapmadığı bir şeyin örneğini vermesi istenir. Daha sonra hastaya bu görevi yerine getirebilmesi için gerekli olan basamakları listelemesi söylenir. Bunun ardından kişi kendisinin inandığı gibi olup olmadığını saptamak için bu basamakları yerine getirmesi için cesaretlendirilir. Sonuçta genellikle danışanın yetersiz olmadığı anlaşılır.

Panik bozukluğu olan hastalar zararsız beden algılarını fiziksel ve psikolojik felaketlerin olacağı şeklinde yanlış yorumlarlar. Kalp krizi geçirmekten veya delirmekten korkarlar. Terapist düşüncelerin semptom (hastalık belirtisi) oluşumundaki rolü hakkında temel oluşturmalıdır. Bunun için hemen seans odasında bir panik atak oluşmasını sağlayarak, ortaya çıkabilecek felaketlerin kaçınılmazlığı hakkındaki inanışlarını test etmek için hastayı cesaretlendirir. Hasta ölmek veya delirmek gibi beklenen sonuçlar ortaya çıkmaksızın panik veya aşırı uyarılmanın aşırı dozlarını tecrübe ettikçe, uyarılmanın başlangıçta inandığı gibi kötü bir şeyler olacağının habercisi olmadığını fark eder. Böylece hasta uyarılmanın ortaya çıkmasıyla panik yaşamaz.

VERİLERİN TOPLANMASI

Terapist danışanın düşünce ve inançlarını herhangi bir yorum katmadan anlamaya çalışmalıdır. Ancak bu tutum sayesinde danışan ile ilgili veriler yansız ve yorumsuz olarak toplanabilir. Verilerin toplanması ve ipuçlarının bir araya getirilmesi otomatik düşüncelerden şemalara inilerek yapılır. Terapist danışanının düşünce ve inançlarını sorgularken bunu danışanı tehdit etmeyen bir tutum içinde yapmalıdır. Bu nedenle terapist her zaman anladıklarının doğru olup olmadığını sık sık kontrol etmelidir.

HASTA SEÇİMİ ve GÜÇLÜKLER

Düşüncelerini ve duygularını açıklamak ile ilgili endişeleri olan, tek başına idare edemeyen ve terapistin her şeyi yapmasını bekleyen danışanlarda bu terapiyi uygulamak güç olur.

Kendisi, dünya ve geleceği ile ilgili belirgin çarpıtılmış düşüncesi olanlar; mantıksal düşünebilenler; başka terapilere yanıt vermeyenler; yönetilme ve yol gösterilmeye ihtiyacı olanlar, ve kendilik kontrolü yüksek olan danışanlar, bilişsel terapi için seçilebilirler. Ancak bilişsel terapi için uygun hasta seçimi konusunda mutlak ölçütler bulunmamaktadır. Bilişsel terapi uygulanan kimi danışanlarda rahatsızlık belirtilerinin azalması yeterli olmayabilir. Terapi yüzeysel ve geçici olabilir. Kültürlü ve iç gözlemci depresif hastalar bu terapi yöntemini basit ya da yüzeysel bulabilirler.

SONUÇLAR

“Hayat negatif şeylere konsantre olamayacak kadar kısadır.”

“İyimser simidi görür; kötümser ortasındaki yuvarlağı.”

“Kötümser çiçek kokladığında etrafında cenaze arar.” (H.L Mencken)

“Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir“ (Çin Atasözü)

“Musibet birdir sızlanırsan iki olur”

“Kötümser, İyimser insanları bir çok defa dinlemek zorunda kalan kimseye denilir.” (Don Marquis)

“Üzüntü, bugünün faresinin yarının peynirini yemesidir.” (Lassy Eisenberg)

“Geçmiş bir dert için yakınmak, yeni dertler edinmektir.” Shakespre

“İnsanlar ne isterlerse onu düşünürler. Önemli olan sizin ne düşündüğünüzdür. Sadece sizin düşünceleriniz ve sizin inançlarınız sizi kötü duruma düşürebilir. “

“Hatalar kadar öğretici bir şey yoktur. Hiçbir hata yapmak istemiyorsanız hiçbir şey yapmayınız.”

“Tüm etkili terapilerin ortak özelliklerinden biri de hepsinin bilişsel değişiklik
oluşturmalarıdır.”

“Duygulanıma öncülük eden bilişlerimizdir. “

“İyimser simidi görür; kötümser ortasındaki yuvarlağı.”

 

Sayfa -1 | Sayfa -2 | Sayfa -3 | Sayfa -4 | Sayfa -5

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir