Bölüm -40

Betül, Orkun’un yüzüne bakıyordu. Orkun ise şaşkın ve üzgün bir şekilde Betül’e doğru yürüyordu. Kafasını kaldırdı Betül’ün gözlerine baktı. Betül ne diyeceğini bilmiyordu. “Nasıl geçti?” diye sordu. Babasını ilk defa gören Orkun onunla konuşamamıştı bile. Kafasını eğdi. “Konuşmak istemiyorum” dedi.

O gece ve ondan sonraki gecelerce uyuyamadı ve her uyuduğunda babasını gördü. Kimisinde özlemle sarılıyor, kimisinde de sinirle bağırıyordu. Bu sırada işine de odaklanamadığından bütün işleri Betül üstlenmişti. Betül ise evlilik konusunun ertelendiğini ve belki de tekrar açılmayacağını düşündü.

Orkun’un kafası sürekli babası ile meşguldü ve her konuşmalarında Betül’e babası ile ilgili düşüncelerini açıklıyor ve ne yapması gerektiğini soruyordu. Betül ise Orkun’a yön vermemek için onun isteklerini ve kararlarını anlayıp ona göre cevaplar veriyordu.

Bir hafta sonra 0 232 alan kodlu bir numaradan çağrı aldı Orkun. Arayan kişinin kimliği çıkmasa da annesinden geldiğini tahmin edebiliyordu. Açıp açmama konusunda kararsız kalsa da en sonunda açtı. “Efendim”. “Oğlum ben annen” dedi karşıdaki ses. “Nasılsın?” Orkun cevap verdi; “Nasıl olabilirim? Karışık.” Hala nefret dolu konuşuyordu. “Görüşebilir miyiz?” dedi annesi. Orkun şaşırdı. Acaba neden görüşmek istiyordu? “Neden?” diye sordu. “Seni görmek istiyorum son kez” dedi annesi. Orkun sinirlenerek telefonu annesinin yüzüne kapattı. Kapattıktan sonra da “Bir daha arama beni” dedi.

Günler dalgın ve karmaşıktı Orkun için. Bir yandan annesi diğer yandan babası ve ikisinin arasında sıkışmış kendisi. Betül ise bu durumu çaresiz bir biçimde izliyordu. Betül’e yeterli zamanı ayıramadığını ve ilgilenmediğini biliyordu. Fakat Betül’ün anlayışla karşılaması Orkun’u biraz olsun rahatlatıyordu.

Birkaç gün sonra Pazar günü aynı 0 232 alan kodlu telefon yine Orkun’u arıyordu. Betül, Orkun’a Orkun ise telefona bakıyordu. “Efendim” dedi. “Benim” dedi mahcup bir ses. “Dinliyorum” dedi Orkun. “Sanırım gelmeyeceksin. Ben de burada konuşmaya karar verdim. Eğer istersen” dedi annesi. “Dinliyorum” dedi Orkun.

Annesi saatlerce sürecek konuşmaya sakin sakin başladı. Nasıl babası ile tanıştığını, nasıl yaşadıklarını, birbirlerini nasıl sevdiklerini ve nasıl çocuk sahibi olduklarını anlattı. Orkun ise sadece dinliyordu. Zaman zaman kızıyor, zaman zaman üzülüyordu. Konuşmanın sonuna doğru annesi nasıl ayrıldıklarını ve şu an görüşmediklerini anlattı. Ara sıra Orkun bağırmak ve cevap vermek için yeltense de kolunu tutan Betül’e bakıyor ve vazgeçiyordu. Betül ise sessizce sadece dinliyordu.

Konuşma sona yaklaştığında annesi bu aralar hasta olduğunu söyledi. Orkun ise “Kendini acındırıyorsun” dedi. Annesi “Belki bir daha görüşemeyiz” diyerek isteklerine başladı. İlk isteği “Beni affet” oldu. “Sana iyi bir anne olamadım” diye ekledi. “Babanı senden gizlediğim için de affet” dedi. “Babanın çocuğumuz olduğundan haberi yok. Baban ben gibi vefasız ve umursamaz değildir. İstersen konuşup anlatabilirsin. Anlayışla karşılayacaktır. DNA testi yaptırarak bunu ispatlayabilirsin” dedi.

Konuşma bittiğinde annesinin son sözleri Orkun’un kulaklarında yankılanıyordu. “Elveda”. Betül Orkun’un omzuna dokunduğunda kendine geldi. Betül’e baktı. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Betül’de duygulandı. Orkun, Betül’e sarılıp ağlamaya başladığında Betül’de Orkun’un çaresizliğine ağlıyordu.

Artık Orkun kendine gelip işine geri dönmeliydi. İşine odaklanmalı ve Betül’e karşı eski halini almalıydı. Hayatta ona tek destek olabilecek kişi Betül’dü ve ömrünün sonuna kadar onunla yaşayacaktı. Unutmaya çalıştı. Eski neşesine yavaş yavaş ulaşıyor, işinde başarılı projeler çıkarıyordu.

Bir gün tekrar 0 232 alan kodlu numara aradı. “Neden sürekli rahatsız ediyorsun ki” dedi. “Efendim” diye telefonu açtığında karşısındaki ses beklediği ses değildi. Bir erkek sesiydi. Orkun telefonda dona kalmıştı. Durumu fark eden Betül hızla Orkun’un yanına geldi. Orkun’un elinden tuttu. Orkun gözlerini fal taşı gibi açmış dinliyordu. “Tamam anladım” dedi ve telefonu kapattı. Betül meraklı gözlerle Orkun’a bakıyordu. Orkun yavaşça Betül’e dönerek titreyen bir sesle “Annem ölmüş. Cuma günü İzmir’de defnedilecekmiş” dedi.

İkisi de haberin şokuyla birbirlerine bakarken iş arkadaşlarından birisi diğer odadan seslendi. “Orkun şu sürekli üzerinde durduğun Bayram Genç Pazartesi günü Şırnak’da şehit olan askerin cenaze törenine katılacak” dedi.

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir