Kurban ve Kurban Bayramı

Dini bayramlarımızdan Kurban Bayramınız kutlu olsun. Bu bayramda en çok merak edilen bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kurban nasıl kesilir?

Kurbanlar dînimizin tayin ettiği hayvan boğazlama şekline ve usûlüne uygun olarak kesilirler Şer’î boğazlama şekline tezkiye adı verilmektedir
Tezkiye işlemi iki şekilde yapılır:

1 – Ya boğazın çeneye bitişik tarafı kesilmek suretiyle olur ki buna zebh denir Bu şekilde kesilen hayvana da zebîha adı verilir Mezbeha kelimesi de aynı kökten gelmektedir

2 – Veya boğazın göğse bitişik olan kısmından kesilir, buna da nahr denilir

Koyun, keçi ve sığır cinsi zebh usûlü ile; develerin ise nahr yoluyla boğazlanması sünnettir Aksini yapmak ise mekruhtur

Hayvanı keserken şer’î yönden ayrıca şu hususlara da dikkat edilmesi şarttır:

Evdac adı verilen şu 4 kısmın tamamen kesilmesi şarttır:

1 – Nefes borusu,

2 – Yemek borusu,

3 , 4 – Boyunun iki yanında bulunan iki şah damarı

Bu 4 kısım tamamen kesilmeden şer’î yönden kesim işlemi ifa edilmiş olmaz Bu şekilde kesilen kurban sahih olmaz, eti de yenmez

Bunlardan birini kesiminin eksik kalması halinde durum ihtilâflıdır

Bir görüşe göre, bu 4 şeyden nefes borusu dahil 3’ü kesilmiş olursa, kesim işlemi sahih olur

Diğer bir görüşe göre ise, bu 4 kısmın tamamı ve herbirinin de yarıdan fazlası kesilmeden, kesim işlemi olmaz, o hayvanın eti sahih olmaz Fakat müftâbih olan (kendisiyle fetva verilen) birinci görüştür

Bu şekilde kesilen bir hayvan, şer’î usûle uygun olarak kesilmiş sayılır Buna hakikî ve ihtiyarî tezkiye denir

Bir de zarurî tezkiye adı verilen kesme şekli vardır Bu kesme, kesilecek hayvanın herhangi bir yerinden yararlanarak kanını akıtmak suretiyle öldürmek demektir Eti yenen vahşî hayvanlar bu usûlle öldürülünce hükmen boğazlanmış sayılırlar

Ehlî hayvanlar ise, ancak yabanileştiği veya tutup kesmek mümkün olmadığı takdirde bu şekilde zarurî tezkiye yoluyla öldürülerek eti yenebilir

Kurbanların Kesimi Hangi Aletlerle Yapılır?

Kurbanların kesme işlemi kesici âletlerle yapılır Kesici âletler de keskin olanlar ve keskin olmayanlar diye 2’ye ayrılır
Keskin olanlarla, ister demir, ister başka bir maddeden olsun tezkiye câizdir

Demir veya başka bir maddeden yapılmış keskin olmayan kesici âletlerle tezkiye ise, câiz olsa bile mekruhtur

Kurban Kesecek Kimsede Bulunması Gereken Şartlar Nelerdir?
Kurbanı kesecek kimsede bulunması gereken şartlar şunlardır:
1 – Kesenin Müslüman veya Yahudi ve Hristiyan gibi Ehl-i Kitaba mensub birisi olması

2 – Kesmeye yetecek kadar aklı ve kesme işini hatırında tutacak kadar hâfıza gücü olması

3 – Hayvanı kesebilecek gücü ve kuvveti olması

4 – Kurban keserken Allah’ın ismini anması, yani, besmele çekmesi Buna tesmiye denir

Kurban ancak Allah adına kesilir Bu yüzden keserken Allah’ın yüce adını anmadan kesilen hayvanın eti yenmez

Bu sebeble putperest ve diğer bâtıl din sâhiblerinin, dinsizlerin kestikleri et yenmez Çünkü bunlar keserken tesmiyede bulunmazlar

Ehl-i Kitaba mensub birinin kestiğinin yenme sebebi, onların da aynı Allah’a inanmalarıdır

Kitâbîler Allah’tan başka birşey’in adını zikretseler, onların kestiği de yenilmez Kesme işlemi sırasında Besmele çekmek unutularak terkedilmiş ise, bir beis yoktur Kesim câizdir

Tesmiyeden maksad, hayvanı boğazlarken bismillâh demektir Keserken Allahu Ekber demekle Allahü A’zam demekle veya sadece Allah demekle de tesmiye yerine getirilmiş olur

Tesmiye kasden terkedilirse kesilen hayvanın eti yenilmez

Ancak kurbanlık hayvanı, kitabî bile olsa Müslüman olmayana kestirmek mekruhtur

Kurban Sünnete Uygun Olarak Nasıl Kesilir?
Kurbanlık hayvanı usûlüne uygun olarak rahatça ve fazla eziyet vermeden kesebilmek için, önce keskin ve büyük bir bıçak hazırlanır Hayvanın göremiyeceği bir yere konur Sonra kurbanlık hayvan, kesileceği yere eziyet verilmeden götürülür Hayvanın yüzü ve ayakları kıbleye gelecek şekilde sol tarafı üzerine yatırılır Sağ arka ayağı serbest bırakılarak, diğer üçü bağlanır ve kıbleye karşı durularak şu âyetler kurban sahibi veya vekili tarafından okunur:

“İnnî veccehtü vechiye lillezi fatare’s-semâvâti ve’l-arda hanîfen” (el-En’âm, 79)

Ben hanîf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim

“İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi’l-âlemin” (el-En’âm, 162)

De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir

Bu ayetlerden sonra,

Allahü ekber Allahü ekber Lâ ilâhe İllâllahü vellahü ekber Allahü ekber ve lillâhil hamd şeklinde tekbir getirillir ve Bismillâhi Allahü ekber denilerek hazırlanan keskin bıçak hayvanın boynuna çalınır Damar ve borular tamamen kesilerek kan iyice akıtılır

Hayvan böylece kesildikten sonra tamamen ölünceye kadar beklenir Sonra kafa koparılır Ve usûlüne uygun olarak yüzülür Karnı açılır, iç organlar çıkarılır ve gövde ve etler parçalanır

Hayvan tamamen ölmeden kafa ve ayaklarını koparmak, derisini yüzmeğe kalkmak, kıbleden çevirmek veya hayvana azab vermek mekruhtur

Kurbanın, sahibi tarafından kesilmesi menduptur Başkasına da kestirilebilir

Tesmiyeyi kesen yapar Kesen ve sahibi eli üzerine elini koyarak keserlerse tesmiyeyi ikisi birden yapması şarttır

Kurban Eti ve Derisi Ne Yapılmalıdır?
Kesilen hayvanın eti, yaklaşık olarak 3’e ayrılır 3’te bir kısmı ev halkı için ayrılır, üçte biri akraba ve komşulara dağıtılır Kalan üçte biri de fakir ve muhtaçlara yollanır Bu taksim şekli mendubtur

Fakat kesen şahıs zenginse, tamamını veya çoğunu fakirlere dağıtabileceği gibi, orta halli veya kalabalık ise, çoğunu veya hepsini evinde kendi için de bırakabilir

Kurbanda esas olan kan akıtmaktır Bu yapılmadan kurban vecibesi yerine getirilmiş olmaz Bu sebeble kurbanlık koyunu alıp kesmeden canlı olarak tasadduk etmekle kurban borcu ifa edilmiş sayılmaz

Kurban etinden Müslümanlara yedirmek lâzımdır Kâfire yedirmek ise mekruhtur Fakat kesilirken veya yenirken üzerine gelmişse yedirilmesinde kerahet yoktur

Kurbanın etini ve derisini satıp parasını almak da mekruhtur

Yapıldığı takdirde alınan para tasadduk edilmelidir Kurban derisi çeşitli hayır yerlerine verileceği gibi, evde bırakılıp seccade de yapılabilir

Kurban İle İlgili Mes’eleler

Kurban kesmekle mükellef olan zengin bir kimsenin, sağlam zannederek satın aldığı kurbanın bayram günü çok ayıp sayılan bir kusuru çıksa, o hayvan kurban edilmez Başka bir hayvan alınıp kesilmesi icab eder

Şâfiî’ye göre ise, yeni kurban almak gerekmez

Zengin bir kimsenin aldığı kurban kesilmeden ölse, yerine yenisini almak icabeder

Kurbanın vâcib olmasında kurban kesme günlerinin sonu muteberdir Bu sebeble bayramın üçüncü günü güneş batmadan evvel zengin olan kimseye kurban vâcib olmaktan çıkar

Kurbanlık hayvanların kesilmeden tasadduk edilmesi câiz değildir Fakat alınan kurban kesilmeden her nasılsa kurban kesme günleri geçse, bu takdirde hayvan kesilmez, canlı olarak tasadduk edilir Kan akıtmak vecibe olmaktan çıkmış, tasadduka dönüşmüştür Artık bu hayvanın etinden sahibi yiyemez

Yurt dışında çalışan işçilerimiz, dinî vecibe olan kurbanlarını bulundukları ülkenin şartları müsait değilse, Türkiye’deki yakınlarından birini vekil yaptığını bildirerek ve kurban bedelini de ona vaktinde göndererek kestirebilir

Ölü İçin Kurban Kesilir mi?
Sevabını ölmüş bir akrabamızın veya sevdiğimiz bir zâtın ruhuna bağışlamak üzere keseceğimiz kurbanın, kurban bayramında keseceğimiz sair hayvanlardan farkı yoktur Vasiyet edilmemişse ölü için kurban kesmek bir vecibe değildir

Bir kimse kendi parası ile aldığı ve sevabını ölmüş bir yakınına bağışlamak üzere kestiği kurbanın etinden yiyebilir, başkalarına da yedirebilir Böyle bir hayvanın bayram günlerinde kesilmesi de şart değildir Her zaman kesilebilirHattâ arefe günü kesilip fakirlere dağıtılması daha isabetli olur Çünkü Kurban bayramı günü fakirler zaten etten nasibleneceklerdir Arefe günü kesilip dağıtılırsa, o gün de onların et yemekleri te’min edilmiş olur

Bir kimse kendisi öldükten sonra kurban kesilmesini vasiyet etmiş ise, bu kurbanın bayram günleri içinde kesilmesi lâzımdır Böyle bir kurban etinden kesen yiyemez Tamamının tasadduku gerekir Ölen adamın vasiyeti yoksa ve kurban da onun parasından alınıp kesiliyorsa, bu kurban da vasiyet üzerine kesilen kurban hükümlerine tâbidir

Kurbanın Diğer Nevileri Nelerdir?
Kurbanlar vâcib ve nafile olmak üzere ikiye ayrılır

Vâcib kurbanlar şunlardır:

1 – Nisâba mâlik olan ve zengin sayılan kimselerin kesmekle mükellef oldukları kurban (Udhiye kurbanı)

2 – Adak edilen kurban (Nezir kurbanı)

3 – Hacc-ı Kıran ve Hacc-ı Temettü yapanların kesmek zorunda oldukları Şükür

kurbanları (Hedy kurbanı)

4 – Hacda kurban kesmeyi icabettiren bir kusur işleyen kimsenin kesmesi gereken Ceza

kurbanları

5 – Bir fakirin kurban etmek niyetiyle satın aldığı bir hayvanı kurban etmesi de vâcibtir

Nafile kurbanlar ise, bu saydıklarımızın dışında kalan ve sırf nafile olarak kesilen kurbanlardır: Akîka kurbanları, Hacc-ı İfrad yapanların kestikleri kurbanlar, Kurban bayramı dışında kesilen kurbanlar vs

Akîka Kurbanı:
Yeni doğan çocuğun başında bulunan ana tüyüne “akîka” denir Böyle bir çocuk ihsan ettiğinden dolayı, Cenâb-ı Hakka bir şükür vesilesi olarak kesilen kurbana da bu isim verilmiştir

Bununla beraber “akîka” yerine “nesike” denilmesi daha uygundur Çünkü akîka kelimesi, “ana-babaya âsî olmak” mânasına gelen “ukuk” kökünden olduğundan “ana-babaya âsî olan” mânasına da geldiği için, mânalar birbirine karıştırılabilir Bu sebeble Peygamber Efendimiz: “Nesike deyiniz, akîka demeyiniz” buyurmuşlardır Bununla beraber, akîka kelimesinin daha yaygın olduğunu da söylemeliyiz

Yeni doğan çocuk için kurban kesme âdeti, İslâm’dan önceki Cahiliye döneminde de yaygın bir âdetti Fakat onlar akîkayı sadece erkek çocuklar için keserlerdi Çünkü kız çocuklarını sevmezler, bir kız çocukları doğduğu zaman son derece sinirlenirlerdi Hattâ bâzı kabilelerin kızlarını diri diri gömdükleri bile olurdu Kur’ân-ı Kerîm, kız çocuklarına karşı takınılan bu zâlimane tavrı kınamış ve şiddetle yasaklamıştır (Bak: Nahl, 58)

İslâmiyet akîka âdetini tamamen ortadan kaldırmamış; fakat bu zalimâne şekilde de bırakmayarak tâdil etmiş, kız ve erkek, bütün çocuklara şâmil kılmıştır

Akîka kurbanı, Hanefi mezhebine göre mübahtır Yani isteyen keser, istemeyen kesmez Kesmeyenin faziletinde hiçbir noksanlaşma olmaz Diğer mezheblere göre, sünnettir Peygamber Efendimizin Hazret-i Hüseyin için bir koç kurban ettiği rivayetine dayanılmaktadır

Kurban, çocuk doğduktan itibaren bülûğ çağına kadar kesilebilir 7, 14 ve 25 günlerden

birinde kesilmesi, daha güzel görülmüş; bilhassa 7 gün içinde kesilmesi en faziletli olarak kabûl edilmiştir Aynı gün çocuğun saçı traş edilir ve saçın ağırlığınca altın veya gümüş veya o miktarın bedeli sadaka olarak verilir Çocuğun adının da o gün konulması evlâdır

İmam-ı Şâfiî ve Ahmed Bin Hanbel’e göre, çocuğun sıhhat ve selâmetine bir tefe’ül olarak akîkanın kemikleri kırılmaz, mafsallarından ayrılır ve öylece pişirilir Bu müstehaptır Diğer mezheb imamlarına göre ise, bil’akis mütevazi olması, beşerî hırslarının kırılmasına tefe’ülen, kemiklerin kırılması müstehab sayılmıştır Şu halde durum niyete göre değişmektedir Hangisine tefe’ül edilmişse ona göre hareket edilmesi iyi olur

Akîkanın etini, kesen şahıs ve aile efradı yiyebileceği gibi, başkalarına da yedirebilirler İstenirse bütünüyle de tasadduk edilebilir Âdet olarak eskiden bud kısmı ebe kadına verilirdi

Akîka kurbanı olarak kesilecek hayvanda da vâcib olan kurbanlık için aranan şartlar esastır Yâni vâcib olan kurbana elverişli her hayvan, akîkaya da elverir

Nezir (Adak) Kurbanı:
Allah için kesilmesi adanan kurbanı boğazlamak vâciptir

Nezredilen bir kurbanın kesilmesinin borç olması için, şu şartların yerine gelmesi şarttır:

1 – Kurban olarak adanan hayvan, vâcib kurbanlar cinsinden olmalıdır Meselâ hindi veya horoz adamakla nezir yerine gelmez, çünkü horoz ve hindiden kurban kesilmesi câiz değildir

2 – Adanan kurban, adayanın kendisine zâten vâcib olan bir kurban olmamalıdır Meselâ zengin kimse: “Eğer şu işim olursa bu bayramda kurban keseyim” dese, kestiği kurban nezir yerine geçmez Ancak kurbandan ayrı bir de nezir kurbanı keserse, o takdirde adak yerine gelmiş olur

3 – Nezredilen kurban, Allah’a ma’siyet cinsinden olmamalıdır Oğlunu Allah’a kurban etmeyi adamak gibi

4 – Nezredilen kurban başkasının malı da olmamalıdır Ancak kendi malından kurban adanabilir

5 – Nezredilen kurban yerine getirilmesi muhal bir şey de olmamalıdır Geçmiş bir zaman için kurban adamak gibi

Adak kurbanının etinden sahibi yiyemediği gibi; ailesi, çoluk çocukları, torunları, anası-babası, dede ve ninesi de yiyemez Tamamının fakirlere verilmesi şarttır Şayet bir miktar yenecek olursa, o yenen miktarın kıymeti sadaka olarak fakirlere verilmelidir

Kurban bayramında kesmek üzere bir fakirin kurban alması da bir nevi nezir hükmündedir O kurbanı kesmek artık fakir üzerine vâcib olur

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir