Bölüm -18

Zırhlı cam kurşun çekirdeğini engellediğinde çekirdek Bayram’ın sol gözünün önündeydi. Sanki Bayram bunu biliyormuşçasına gözünü bile kırpmadı. Zaten onun bir öldürme girişimi değil, bir uyarı olduğunu biliyordu. O sırada ses ve korku yüzünden şoka giren şoförü ile habercisini sakinleştirmek de yine Bayram’a düşmüştü.

O günün nasıl geçtiğini bile bilmiyordu. Evine döndüğünde ise herkesin yapacağı gibi eşinden ve kızından bütün olayı sakladı. Erkesi günde olayı üslerinde saklayarak olayın büyümesini engellemişti. Şimdi ise düşündüğü tek bir şey vardı ı da bunu kimin yaptığıydı…

O hafta sonu hemen yıllık iznine ayrıldı. O günlerde yapması gereken işler yoktu ve çalışması gereken işler de yoktu. 10 gün boyuca yapması gereken tek iş vardı; O da kimin yaptığını bulmak. Son günden ilk askerlik gününe kadar bütün çalıştığı yerlerin ve kişilerin listesini yaptı ve düşünmeye başladı.

Liste o kadar uzundu ki isimler üzerinde tek tek düşünmek çok yorucu olmaya başlamıştı. Tek tek isimlerle olan ilişkileri düşünüyor ve herhangi bir sorun yaşamadığı isimlerin üzerini çiziyordu. Sorun yaşadığı kişilerin yanına ise soru işareti koyuyordu. Birkaç tane çok yakın arkadaşına da soru işareti koydu.

7. günün sonunda listede yaklaşık 40 kişinin ismi kalmıştı. Şimdi daha sıkı çalışması gerekiyordu. Daha detaylı ve ince düşünerek listeyi iki gün içinde 15’e düşürdü. Fakat yine de çok fazla bir sayıydı. İzninin son gününde ise sayı 11’e düşmüştü.

10 günlük izni boyunca neredeyse hiç uyumamı, sürekli kahve ve viski içerek çalışmıştı. “Çalışmam gerek” diyerek odasından çıkmamış hatta bazen odasında uyuyarak yatağına bile gitmemişti. Eşi ise daha önce yaşanmamış bu olaydan oldukça şüphelenmişti. Birkaç defa sormaya yeltense de sonuç alamamıştı.

İzin bitiminde birliğe geri dönmüş ve altında imzası bulunan özellikle de mali dosyaları incelemeye başlamıştı. Birisinin canını fena halde yaktığını biliyordu ve onu bulmalıydı. Kolay olmayacağını ve zaman alacağını biliyordu fakat fazla zamanı yoktu.

1 hafta boyunca evrakları inceledi. Hepsini tek tek. İsimlerle dosyaları karşılaştırıyor, hatta isimlerin yakınlarını bile tarıyordu. Artık çalışmaktan bitkin düşmüştü. 15 gündür tek bir sonuç bile elde edememişti.

Cuma günü elinde son dosya olan ihaleler dosyasını inceliyordu. Bu dosyadan umutluydu fakat elindeki isimlerle hiç ilgisi olmayan ihalelerdi. Tek tek açılan ve sonuçlanan ihalelere göz gezdirmeye başladı. İhaledeki şirketleri ve firmaları listedekilerle hatta yakın akrabaları ile karşılaştırıyordu.

Öğleden sonra olmuştu. Hava kararıyordu. Hafiften bir yağmur çiselediği sırada Bayram’da kahvesini almış kafasında düşüncelere dalmıştı. Tekrar ihaleleri taramak için masasına oturdu. “Burada bir yerde” diye sayıklıyordu.

Gözü birden listede olmayan bir subay arkadaşı ile aynı soyisimde olan şirket sahibinin ihalesine ilişti. Güvenilir şirketler listesinde olan bu şirket bir hindi ihalesine girmişti. O günü çok iyi hatırlıyordu. Çok az bir farkla ihaleyi kaçırmışlardı. Hemen internete girerek firma bilgilerini incelemeye başladı. Askeri istihbaratı da inceleyerek sonunda aradığını buldu.

Şirket 2008 yılında ihaleye girmiş ve kıl payı kaçırmıştı. Subay arkadaşının kayınbiraderi üzerine olan bu şirket hindi ihalesinden sonra iflas ettiğini açıklamıştı. Hatta çalışanlar parasını alamayınca şirketi dava etmiş ve subay arkadaşı bile soruşturma geçirmişti.

Hiç tahmin etmeyeceği bir isim olan arkadaşı o günlerde çok yakın olmalarına rağmen ihaleden sonraki günlerde giderek uzaklaşmış ve konuşmaya başlamıştı. Hatta şimdilerde neredeyse hiç konuşmuyorlardı.

Birden başından aşağı kaynar sular döküldü. Gözleri faltaşı gibi açıldı. Geçen sene en son yüz yüze konuştukları bir yemekteydiler ve arkadaşı o gece çok soğuk davranıyordu. Tugaydaki ilk aylarıydı ve Bayram bu soğukluğun adını çekememezlik koymuştu.

Yemeğin sonuna doğru lavaboya gidip gelen arkadaşı kaşık ve çatalı bırakmış Bayram’ın gözlerine bakıyordu. Bu anlamsız hareket karşısında şaşıran Bayram’da gözlerini ona dikmişti. Ardından arkadaşı Bayram’a o an için anlamsız gelen şu sözleri söylemişti. “Bir gün seninle ödeşeceğiz, fakat zamanı var Bayram.”

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir