Angut

Angut kimdir? Yoksa angut nedir mi olacaktı? Neyse angut dediğimiz aslında bir kuştur. Bu kuş ördekgillerden fakat ördekten büyükcene bir kuştur. Kışları genellikle buralarda görülebilirler. Bunun yanında ördekler gibi evcilleştirilebilir bir cinstir. Ördeklerden farkını anlamak için ise rengine bakmak yeterlidir. Kızıl kiremit rengine çalan tüyleri onların angut olduğunu gösterir.

Peki sizce günümüzde neden angut kelimesi saf ve bilgisiz kişiler için kullanılmış? İşte onun cevabı da angut kuşunun tek eşli olmasındandır. Angut kuşları tek eşlidir ve eşi öldüğünde başka bir eş kabul etmeyip kendisi de ölesiye kadar eşinin başında bekler Avcı ise onu vurmaya gerek duymadan gidip eliyle yakalayabilir. İşte avcının bu zahmetsiz sahipliği bu tür davranan kişilerin angutluğu ile örtüştürülür. Aslında angut demek bilinenin aksine sadakat ve sevgi gösterisidir.

Bir de angut kuşu ile ilgili ilginç bir efsane bulunmakta. İşte o efsane:

Beyşehir’in kıyı köylerinin birinde yaşlı bir balıkçı varmış. Kendi yaptığı kayıkla kış demez, yaz demez gölde balığa çıkar geçimini bu yoldan sağlarmış.
Yaşlı balıkçı, bir gün avcıların yaraladığı bir angut kuşuna rastlamış. Bakmış ki, kuşcağız ağır yaralı ve ölecek; onu yakalayarak yarasını sarmış ve iyileştirmiş. O günden sonra balıkçı ile angut kuşu dost olmuşlar. Öylesine dost olmuşlar ki, Balıkçı gölde avlanırken kuş gelip balıkçının omzuna konarmış.
Soğuk ve fırtınalı bir kış günü Balıkçı yine ava çıkmış. Ancak dalgalar bir süre sonra öylesine azmış ki, köhne (eskimiş, aşınmış) kayığı parçalanıp batmış. Balıkçı yüzerek kendini bir adaya zor atmış. Bir süre sonra kar da yağmaya başlamış. Yaşlı Balıkçı, sığındığı Taş kovuğunda, ıslak elbiseleri ile neredeyse donacakmış.
O sırada dostu olan angut kuşunun yanındaki bir ağacın dalında tüneyerek, acılı gözlerle kendine baktığını ve cıvıldadığını görmüş. İhtiyar kuşa balıkçılardan yardım getirmesini söylemiş.
Bunun üzerine kuş, yardım getirmek üzere uçup gitmiş. Diğer balıkçılar, kıyıda bir avcı kulübesinde oturmuşlar, yaktıkları ateşte ısınıp, sohbet ediyorlarmış. Uçarak içeri giren kuş önce çırpına çırpına dolanmış ve sonra yanan ateşli bir dal parçasını gagasına alarak uçup gitmiş.
Aldığı ateşi götürüp yaşlı balıkçının önünde bırakmış. Balıkçı hemen tutuşturduğu dal parçaları ile ısınıp donmaktan kurtulmuş.
Ölümden dönen balıkçı dua etmiş. Demiş ki; “ Her kim angut kuşuna tüfek atarsa tüfeği parçalansın.”
Duası kabul olası imiş. Bu yüzden avcılar, angut kuşuna tüfek atamazlar, atarlarsa tüfeklerinin parçalanmasından korkarlarmış.
Başka bir efsaneye göre; Angut, kaynanasının geçimsizliğine dayanamayıp kuş olan gelindir.

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir