Hayatımızda pek çok başarısızlık ile karşılaşmışızdır. Bu başarısızlıkların çoğu yaptığımız hatalardan kaynaklanmakta, birazı elimizde olmayan nedenlerle, bazıları ise yanlış kişilere güvenmemizden kaynaklanmıştır. Bu başarısızlıkların tümüne kısaca tecrübe diyoruz. Yani bu başarısızlıklar olmadan hiçbir zaman başarı gelmez. Baktığımızda bilim adamlarının hayatlarına hepsinin çok fazla başarısızlık ile doludur. Örnek olarak Edison’un ampulü nasıl bulduğuna bakabiliriz. Edison yaklaşık 50 yıl boyunca on binlerce deneyinin başarısızlıklarına rağmen vazgeçmeyip en sonunda ampulü bulduğunu biliyoruz. Peki Edison ilk başarısızlığında deney yapmayı bıraksaydı olmadı deseydi şuan ampulü kullanıyor olabilir miydik? Edison yaptığı binlerce deneyde elde ettiği tecrübe sonucunda asrın icadını yaptı.
Şimdi bu yazımdan karamsarlığa düştünüz biliyorum acaba bende mi çok fazla başarısızlık yaşayacağım diye düşünebilirsiniz. Hayatımız da evet başarısızlıklar her zaman daha çok olacaktır. Çünkü başarı çok değerlidir. Başarısızlık olmadan başarı asla gelmez. Önemli olan bu uzun yolda vazgeçmeden mücadele etmektir. Aslında baktığımızda sihirli kelime başaracağımdır. Başaramamaktan korkmamaktır, cesurca mücadele etmektir. Aynı bir maç gibi hayata bakabiliriz. Hangi futbolcu maça ya kaybedersek korkusu ile çıkar? Sadece galibiyet için maça çıkılır. 3-0 mağlup bile olsanız 4-3 kazanma şansınız var. Maç 90 dakikadır. Doğduğunuz günü maçın başı olarak kabul edersek daha bir şey kaybetmiş sayılmayız. Çünkü hayatımızın daha son dakikası oynanmamış. Son dakikaya kadar mücadele etmekten vazgeçmeyelim. Kim bilir belki maçı kazanabiliriz. Ama mücadele etmezsek oynamazsak ya yenilirsek diye çıkılan hangi maç kazanılabilir?
Hiçbir zaman mücadeleyi bırakmadan, inatla başarı için elimizden geleni yapmalıyız…
Güzel bir makale olmuş. Eğitimde de zaten bu tecrübeleri sürekli beynin yorumlaması ile çözüme ulaştığı savunulur. Yani her başarısızlık aslında başarıya giden bir adımdır.